Prof. Dr. Çakıcı’dan Meclis’e psikolojik değerlendirme: “Koltuğu kaybetmek ölüm gibi!”

Son haftalarda ülke gündeminin başında yer alan siyasetteki kriz meclis başkanlığı seçimi ile alakalı Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, psikolojik değerlendirmede bulundu. Bazı siyasetçilere göre koltuğu kaybetmenin kimliğini kaybetmekle eşdeğer olduğunu aktaran Çakıcı, “Koltuğu kaybetmek onlara ölüm gibi” dedi. Meclisin hiç bu kadar ilkelliğe şahit olmadığının altını çizen Çakıcı, toplumsal önceliklerden öte, kişisel önceliklerin ön plana çıktığını dile getirdi. Cumhuriyet Meclisi’nin ‘küstüm oynamıyorum’ yeri olmadığını savunan Çakıcı, siyasette seçilebilmek kadar seçilememiş olmayı da olgunlukla karşılamak gerekliliğine vurgu yaptı.

“MECLİS HİÇ BU KADAR İLKELLİK GÖRMEDİ”

Ada TV’de yayınlanan Gündem Özel Programı’nın konuğu olan Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı’nın açıklamalarından öne çıkan detaylar şu şekilde; “Kıbrıs’ta kendimize baktığımda en son meclisteki sistem, herhalde bizi en çok etkileyen simgesel bir durum oldu, yaşadığımız olaylarla ilgili. Menfaatin olduğunu biliyorduk da bu kadar görünür olmasını, koltuk kavgasının bu kadar ayyuka çıkmasını beklemiyorduk. Toplumsal önceliklerden önce, bireysel öncelikleri gördük. Küstüm kaçtım, koltuğum ne olacak gibi daha görünür hale gelen bir kişisel menfaate şahit olduk. Siyasetin içerisinde milletvekillerinin bakanlık, başbakanlık kavgasını zaman zaman görüyorduk ancak hiç bu kadar ilkellik görmemiştik. Bir had vardır. Siyasette seçilmek var, seçilmemek var. Siyasetçiler koltuklarını kaybettiklerinde kimliklerini kaybetmiş gibi hissediyorlar. Koltuk kaybetmek ölüm gibi geliyor onlara. Siyasetçinin siyasetten çekilmesi onun olgunluğu ile alakalı bir şey.”

“KENDİNİ MEDENİ SANAN AVRUPA DA ÇILDIRDI”

“İnsanlık sorgulanabilir bir durumda. Bir dönem dünya savaşlarına bakın, toplumun büyük kısmının doğru sandıkları yanlış çıkıyor. Alman ırkı Hitler’i doğru sanmıştı ve halk ona inanmıştı. Bilim insanları kaçarken, toplum inandı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler’in kurulmasıyla insan hakları ön plana çıktı. Gazze’de yaşananları gördükten sonra kendisini medeni sanan Avrupa’nın da çıldırdığını düşünmeme sebep oldu. Netenyahu’nun arkasında durmak tam bir çılgınlıktır. Halk karşı çıksa dahi günün sonunda yine Netenyahu’ya oy veriliyor. Filistin’deki savaşı durduramayan BM, Avrupa ve Amerika’nın İsrail’den yana taraf olması, dünya düzeninin kendisini kaybettiğini gösterdi bana. Türkiye’deki bebek ölümlerinden para elde eden doktorları, hastane sahiplerini gördüğümde artık bu son nokta dedim.”

Bu haber 2307 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER