Ada TV’ye konuk olan ekonomist yazar Ödül Muhtaroğlu çarpıcı uyarılarda bulundu.
2025 yılının ilk çeyrek enflasyonunun yüzde 8,67’e ulaşmasını “ekonomideki alarmın en büyük işareti” olarak yorumlayan Devlet Planlama Örgütü’nün eski Müsteşarı Ödül Muhtaroğlu, şu anda yıllık enflasyonda Türkiye’nin yaklaşık 5.5 puan üzerinde olduğumuza dikkat çekti.
Muhtaroğlu elektrik zammı başta olmak üzere alınan kararların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunarak şu ifadeleri kullandı:
Elektrik tarife ücretleri yüzde 11.66 oranında zamlandı. Zamlı ücretler 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak. Bu zammın yapıldığı dönemde, petrolün varil fiyatı 75 dolar düzeyinde iken, geçtiğimiz günlerde 65 dolar seviyelerine geriledi. Bu bağlamda, yapılan elektrik zammının yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Pahalılığı azaltmak için, Hükümet, elektrik zamlarını halka daha az yansıtmalı, yapılacak elektrik zamlarının hiç değilse bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Elektriğe zam gelmesi, girdi maddesi olması nedeniyle, hem tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansıyacak, hem de halkın kullandığı elektrik faturaları zamlanacaktır. Bunun piyasaya etkilerini Nisan ayı enflasyon oranları açıklandığı zaman daha net göreceğiz. Hayatı ucuzlatmak için, yeterli tedbirler alınmadığı için, ülkedeki enflasyon ve pahalılık yüksek düzeylere ulaşmakta, hayat pahalılığının maaşlara yansıtılması sonucunda, devletin ve belediyelerin bütçelerine de büyük yükler gelmektedir. Uzun zamandır önermemize rağmen, Hükümet, hayatı ucuzlatmak anlamında, özellikle temel pek çok gıda ürününde, ilaç, temizlik ve eğitim malzemelerinde ve özel okul harçlarında halen var olan ve yapılması gereken kdv indirimlerini bir türlü yapmıyor. Ayrıca, Hükümet‘in piyasa denetimlerini düzenli olarak gerçekleştirmemesi ve fırsatçılara yaptırım uygulanmaması, enflasyon oranlarındaki yükselişi durdurmamaktadır. Kamu’daki maaş, emekli maaşları, sosyal sigorta emekli maaşlarına ve asgari ücrete de bu yıl 2 kez zam yapılacaktır. Ama mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede artan maaşları eritmekte ve satın alma gücü yeniden düşmektedir. Dövizdeki yükselişler, TL’nin değer kaybetmesi, KKTC ekonomisini Türkiye’ye kıyasla daha fazla etkilemektedir. Ülkemiz piyasasının dövize endeksli ve ithalat ağırlıklı olması nedeniyle, kurların yükselmesi piyasada pahalılığı daha da artırmaktadır. Döviz kurlarının yükselmesi, KKTC’de de enflasyonu da yukarıya çekmektedir. Mart ayı ile birlikte, enflasyon şaha kalktı. Türkiye nezle oldu, biz zatürre oluyoruz. Hükümet derhal önlem almalı…”