BİR BU EKSİKTİ KERVAN TAMAMLANDI

TDT‘ daki bazı ülkelerin , güneyi tanımalarının , şaşkınlığını atmadan. Bir de baş danışman efendinin söylemi ile daha da şaşırmış bir duruma geldik .

TDT‘ daki bazı ülkelerin , güneyi tanımalarının , şaşkınlığını atmadan. Bir de baş danışman efendinin söylemi ile daha da şaşırmış bir duruma geldik .
TD’ ne oluşan tepki , baş danışmana oluşan tepki karşısında , devede kulak kaldı .
Tepki , devenin tümü kadar hükmetti .
Nasıl hükmetmesin ki ?
Lakırdıları , yenilecek , yutulacak cinsten değil .
Kıbrıs Türkünün , Türklüğünü ve dinini , yarım arşın bir bez parçası ile sorgulamaya kalktı .
Buna sağcısından , solcusundan , ortacısından , çok büyük tepki geldi .
Bu tepki , hala da devam etmekte .
Bu zatı muhterem , arkasından özür diler gibi başka bir açıklamada bulundu .
Hani derler ya :
Özrü , kabahatinden büyük .
İşte , onun gibi bir şey .
Anlaşılan , bu baş danışman , sırça köşklerde oturuyor . Oturmasına otursun da , adanın tarihinden bihaber .
Bihaber olmasa idi , bu lakırdıları eder miydi ?
Kıbrıs Türk’ü 1878 ‘ den itibaren , İngiliz sömürge idaresi ile birlikte , öksüz , korumasız , kimsesiz bir varlık olarak terk edilmişti .
82 sene tüm baskılara karşın , ne Türklüğünden , ne de dininden taviz vermedi .
Hele Birinci Dünya savaşında , Osmanlının , Almanın yanında müttefik olarak İngiltere’ye karşı savaşmasından dolayı . Kıbrıs Türküne yapılan baskının ağırlığını ölçecek , daha bir bilanza yapılmadı .
Kıbrıs Türk’ü , çalıştığı devlet dairelerinden atılarak , açlığa ve sefalete itildi .
Buna karşın , varlıklarını sürdürmesini bilmişlerdi .
Nasıl mı ?
Çanakkale zaferi , yıkılan umutları tazeledi .
Sakarya zaferi ile , öz güvenini tazeledi .
Kurtuluş Zaferi ile de , mücadele azmini , yeniden kazandı .
Atatürk Türkiye’si ile başlayan bayrak yarışı ile , dedelerimiz bayrağı taşıdı .
EOKA ya karşı , babalarımız ve ağabeylerimiz , bayrağı devraldı .
11 yıllık , varoluş mücadelesinde ise , bayrak bizim neslin ellerine geçti .
Kıbrıs Türkünün , dünyada verdiği mücadele türünü ve göstermiş olduğu özveriyi , başka hiçbir halk göstermemiştir .
Atatürk Türkiye’sinden sonra , Kıbrıs Türk’ü , Ankara tarafından , öyle bir ihmal edildi ki .
Zamanın , Cumhur Reisi İnönü :
“ Bizim , Kıbrıs sorunu diye bir sorunumuz yoktur” diyerek . Adadaki Türk varlığını , kaderine terk eder .
Buna karşın , o dönemin Türk ileri gelenleri , yılmadan , yorulmadan , Ankara ile iletişimleri sürdürürler .
Sonunda , Ankara , adada bir Türk varlığının olduğunu kabul eder.
Bu işe , başlangıçta girenler , biliyorlardı ki , Kıbrıs Türk’ü , Türkiyesiz , adada bir hiçti .
Bu gerçeklik içerisinde , tüm imkanlarını kullanarak . Kurtuluş savaşında , her türlü yardımda bulunmak için , canla başla çalıştı .
Türk okulları , temsiller düzenleyerek , elde ettikleri paraları , İngiliz bankaları ile , Kuvay-ı Milliye’ye gönderiyorlardı .
Atatürk’ün , milli mücadele yılları , Kıbrıs Türkleri için , adada karartma yılları oldu .
Milli mücadele , büyük bir sansür perdesi ile örtülmüş , Mustafa Kemal’in adı adada yasaklanmıştı .
26 Ağustos sabahı başlatılan taarruz karşısında , adada tam bir karartma başlamıştı .
Rahmetli dedem , Osmanlıdan kalma , zaptiye onbaşısı idi .
Aşağıdakiler , dedemin söyledikleri .
9 Eylül , Yunanın İzmir’de denize dökülmesi ve Mustafa Kemalin zaferle sonuçlanan taarruzu , Baf Kasabasındaki , polis merkezine telgrafla bildirilmiş .
Gelen haber de , sansür edilmiş .
Rum polislerini , bir korku sarmış .
Sömürge idaresi , Türklerin duyması halinde , olası taşkınlıkları önlemek için tertibat almaya başlamıştı .
Dedem başına gelecek olan her türlü olasılığı göze alarak , Türk zaferini , kasabanın Türk ileri gelenlerine bildirir .
Kasaba Türkleri çok kısa zamanda örgütlenerek , Türk zaferini sayısız davul , zurna ile kutlamaya başlar , onlarca deve kurban edilir .
Mustafa Kemal Paşa ve Türk Askerine dualar okunur . Kutlamalar tüm adaya yayılır .
Haberi duyurdu diye , Salih dedem , polislikten atıldı .
Valinin emrine aykırı hareket ettiği için de , mahkemede yargılanarak , hapislikle cezalandırıldı .
Çok yaşamadı . Hapiste vefat etti . Nurlarda yatsın .
9 Eylül Kıbrıs Türkü için bir milat olur .
Bir diriliş olur .
Bir mücadelenin başlangıcı olur .
Ankara ile bütünleşme , 1950’ lerde mümkün olur .
Ankara artık Kıbrıs Türkünün yanındadır .
Daha bu iş bitmemiştir .
Kıbrıs Türkü bir 24 yıl daha , Türklüğü için , minarelerde ezan okunması için yediden yetmişe mücadele edecek .
Sonunda da , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini oluşturacaktır .
71 yıl . Bu mücadelede , ne Türklüğünden ne de dininden , zerre kadar ödün vermiş değil .
71 yıl içinde , şimdiki gibi , bir çok provokasyonlarla karşı karşıysa gelmesine rağmen , hepsini savmasını bilmiştir .
Şimdi de bilecek .
Kısaca , bizim papazlardan bahsederek , yazıyı tamamlaya karar verdim .
Hatırlanacağı gibi .
Amerika’daki Papaz Trump hazretlerine , İstanbul’a sefer düzenleyerek , almasını istedi .
Herhalde , bizimkisi de ondan esinlenerek , yortularında şakıdıkça şakıdı .
Yunanistan’ı , Kıbrıs’ın güneyini ve tüm Elenizmi , adayı , Türklerden arındırma çağrısı yaptı .
Demek ki , Ortodoks Kilisesinin düşlediği Federasyon , Türklerden arındırılmış bir federasyon modeli imiş .
Bu vesile ile , rahmetli Denktaş’ı anmak isterim .
Son nefesine kadar “ sizi hiç kimse yanıltmasın , Rumlar hiç değişmedi” yollu söylemini de dikkatlere getirmek istedim .
Bu haber 156 defa okunmuştur

:

:

:

: