Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan ve 18 gün yoğun bakımda tedavi gören DEM Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti. Önder dün İstanbul'da son yolculuğuna uğurlanacak.
Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) anma töreni düzenlendi.
Kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gündür tedavi gördüğü hastanede dün vefat eden Önder'in tabutu AKM'deki sahneye alkışlarla getirildi. Türk bayrağına sarılı tabutun önüne Önder'in fotoğrafı ve çiçekler yerleştirildi.
Yoğun katılımın olduğu cenaze töreni saygı duruşuyla başladı.
Kapasite nedeniyle salona alınamayan kalabalığın ise AKM'nin önünde beklediği tören, Önder'in konuşmalarının yer aldığı video gösterimiyle devam etti.
Törende konuşan Önder'in kızı Ceren Önder Kandemir, babasıyla tek bir kişi gibi olduklarını ve her yazdığı yazıyı ona okuduğunu belirterek, babasına yazdığı mektubu okudu.
Babasının benzersiz bir insan olduğundan bahseden ve aralarındaki sevgi bağına değinen Kandemir, 'Şimdi öfkelenmek istiyorum, 'İki hafta sonra barış protokolü imzalanacak, sonra rahatız. Ameliyat olacağım. İki haftada ne olacak?' demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere. Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum, yapamıyorum. Bana Kandıra Cezaevi'nden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.' ifadelerini kullandı.
Babasının tutmadığı hiçbir sözünün olmadığını vurgulayan Kandemir, 'Barışı görmek istiyordun. Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten de ağzın hiç yanmıyordu. Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada, aklın bizde kalmasın.' diye konuştu.
Önder'in kardeşi Ali Önder de 2011'de ağabeyinin bir sürpriz yaparak siyasete katılmak istediğini anlatarak, 'Şaşırmıştım, nedenini sordum. Şunu yapmak istiyorum dedi. 'Bu ülkede bu kanın, acının durması gerekiyor. Hiçbir malım mülküm yok, Ceren'e yaşanılabilir bir ülke bırakmak istiyorum.' Siyasete giriş gerekçesi bu oldu. Evet malı ve mülkü yok ama arkada dağlar gibi sizleri bize bıraktı. Bir muradı vardı, o da barış. Sizleri gördükten sonra gözünde kalacağını da düşünmüyorum. Bunun bir şekilde vücut bulacağına, hayata geçeceğine inancım sonsuz. Kendisi şu an burada olsaydı size şöyle bir veda ederdi, 'Sevene de sövene de selam olsun.' derdi.' şeklinde konuştu.