Rum lider Hristodulidis, Türk askerinin adadan çekilmediği ve garanti sistemlerinin sürdüğü bir çözümün mümkün olmadığını savundu…
Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, Malunda’da düzenlenen ve Kıbrıs’taki Yunan Alayı’na (ELDİK) onur madalyalarının takdim edildiği törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin mesajlar verdi. Hristodulidis, “Kıbrıs’ta Türk askerinin çekilmediği, ülkeyi geçmişe ait garanti sistemlerine mahkûm eden bir düzenlemenin kabul edilemeyeceğini” söyledi.
Hristodulidis, ELDİK’in 1960’tan itibaren üstlendiği rolü “tarihi ve vazgeçilmez” olarak niteleyerek madalyaların bir borcun ödenmesi amacıyla verildiğini ifade etti. 'Kıbrıs Cumhuriyeti'’nin, 1974’te hayatını kaybeden, yaralanan veya halen kayıp
olan ELDİK mensuplarına “ahlaki yükümlülüğü” bulunduğunu dile getirdi.
Konuşmasında Türkiye’ye yönelik sert ifadeler kullanan Hristodulidis, “51 yıldır Türkiye, 'Kıbrıs Cumhuriyeti' topraklarının üçte birinden fazlasını yasa dışı şekilde işgal etmeye devam ediyor” iddiasında bulundu. Türkiye’nin, kayıp kişilerin akıbetinin araştırılması için gerekli askerî arşivlere erişime hâlâ izin vermediğini öne sürdü.
Hristodulidis, “Bizim için, Türk askerinin adadan çekilmediği bir çözüm kabul edilemez. 1950’lerin Soğuk Savaş dönemi mantığına ait garantilere dayalı bir düzen de kabul edilemez” dedi.
'Kıbrıs'’ın ve Yunanistan’ın “ulusal konularda tam uyum içinde hareket ettiğini” söyleyen Hristodulidis, Yunanistan’ı “'Kıbrıs'’ın en sağlam, en tutarlı ve en özverili müttefiki” olarak nitelendirdi.
'Kıbrıs Cumhuriyeti'’nin 40 gün içinde Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı’nı
devralacağını hatırlatan Hristodulidis, bu süreci “ülkenin itibarını güçlendirecek bir ulusal sorumluluk” olarak tanımladı.
Konuşmasını ELDİK’e teşekkür ederek tamamlayan Hristodulidis, 2026 yılbaşında Avrupa Birliği’nin en yüksek direğinde dalgalanacak Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağının “ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadele edenleri hatırlatacağını” söyledi ve “'Kıbrıs'’ın özgürleşmesi ve yeniden birleşmesi dışında bir adaletin mümkün olmadığını” savundu.