Zenne eskiden orta oyununda kadın rolü yapan erkek sanatkârlar hakkında kullanılan bir tabirdi. Kadınlar, oyunda rol alamadıkları için erkekler kadın kıyafetine girer ve oyunda kadın rolü yaparlardı.
Erkek dansözlük Kıbrıs Türk kültüründe, toplumsal olarak çok fazla kabul görmese de, zenne, dansör, erkek oryantal, rakkas unvanlarıyla tanıdığımız zenne kavramı da ülkemizde bulundu. Ülkenin şu anda yaşayan tek zennesi Arif Kıvılcımlı, 1943’te Lefke’de doğdu. Kıvılcımlı, 1 yaşına annesi ve babası ile Lefkoşa’ya yerleşti. O yaşamının tüm evrelerinde Lefkoşa’nın eski sokaklarında, tarihi kenti, kültürü, insan ilişkilerini en derinlerde yaşadığını vurguluyor.
Kıvılcımlı, müziğin ve dansın hayatının vazgeçilmezi olduğunu söylerken bile bizim için dans etmekten geri durmuyor. Şu an yaşlanmış bedeni ama bir o kadar enerjik hareketli ruhuyla sorularımızı yanıtlıyor.
Hayatında annesinin çok önemli olduğunu belirten Kıvılcımlı, anneannesinin tüm hayatını etkilediğini ve zenne olmasında anneannesinin rolü olduğunu vurguluyor. O daha çok küçük yaşlardayken, anneannesi’nin ısrarlarıyla düğünlerde dans ettiğini de söylemeden geçemiyor.
ARİF KIVILCIMLI; “ CENAZEMDE DAVUL ÇALIN, TABUTUMDAN KALKAR OYNARIM”
Arif Kıvılcımlı Kıbrıs’ın hayatta kalan tek zennesi…
Yıllar önce sevdalısını arkadaşına kaptırmış, sonra da şehit vermiş. Sesinden ve kıvrak dansından kazandığı parayla yeğenlerini okutmuş. 27 yıl önce sahnelere veda etmiş ancak hala içi kıpır kıpır. Kıbrıs düğünlerinin şöhreti öyle bir yayılmış ki Müzeyyen Senar bir gece izleyebilmek için Kıbrıs’a gelmiş!
“Elime su dökecek dansöz yoktur” diyen 67’lik zenne adeta hayata meydan okuyor.
Dansla nasıl tanıştınız?
Arif Kıvılcım: Küçüklüğümden meraklıydım. 16 yaşındayken ilk kez düğünlerde dans etmeye başladım. Gittiğimiz düğünlerde ailem bana “kalk oyna” derdi.
Düğünlerde zennelik yapmak kazançlı bir iş miydi?
A.K: Kıbrıs’ın ilk zennesi Ahmet Nadide’dir. İkinci de benim. Ahmet Nadide bizim komşumuzdu. Yaşlandığında beni yanına aldı. Birlikte düğünlere gitmeye başladık.
Siz ne tür yatırımlar yaptınız?
A.K: Ben ev sahibi olmadım ama kız kardeşimi ve yeğenlerimi okuttum. Biri savcı oldu, biri öğretmen. Hiç evlenmedim ve hayatımı onlara adadım. Bazen günde 3 farklı iş yaptım.
Neden hiç evlenmediniz?
A.K: Ben 9 yaşında annemi kaybettim. Biz 6 kardeşiz ve bizi ninemiz büyüttü. Ablamın 4 çocuğu vardı. O sırada 63 hadiseleri başladı ve eniştem 16 yıl mücahitlik yaptı. Babam da bizi bırakıp başka bir kadına gidince bende kardeşimle, yeğenlerimle ilgilendim.
Hayatınızda âşık oluğunuz biri oldu mu?
A.K: Oldu tabii. 3 yıl sürmüştü ama, çok yakınımdan birisi ihanet etti bana. Sevdiğime dünürcü gitti ve evlendiler. O zamanlar benimde kazancım iyi değildi.
Yaptığınız bunca işe rağmen hala çok hareketli ve dinamiksiniz. Bunu neye borçlusunuz?
A.K: Kendimi 25’imde hissediyorum. Çünkü ruhum bugün hala sahnede. Sahneye çıkmasam da açıyorum müziği, oynuyorum. Hayvanlarım var onlara bakıyorum. Sokaktaki çocuklarla bile oynuyor, onlarla ip atlıyorum. Hem spor yapmış oluyorum, hem de çocuklarla eğleniyoruz. Cenazemde davul çalın, tabutumdan kalkar oynarım diyorum. İçim fıkır fıkır. Ben mezarımı aldım, türbesini de yaptım, gidip çiçek bile ektim. Ölümden korkmuyorum.
Şarkıcılığa ne zaman başladınız?
A.K: Sahneye çıktığım zamanlarda şarkı da söylüyordum. Sesimle kazandığım ödüllerim de var. Hatta bir gün beni dinlemeye Müzeyyen Senar gelmiş. Beni İstanbul’a götürmeyi teklif etti. Bundan 27 sene önceydi ama ben sahneyi bırakacağımı söyledim ve bıraktım da.
Neden sahneleri bıraktınız?
A.K: Artık ortam değişti. Adam yolda yürürken yakalayıp kesiyorlar. Kendimi emniyette hissetmiyorum. Bu yaşımdan sonra bunları kaldıramam. Gözlük kullanmaya başlayınca artık sahneye gözlüklü çıkmak istemedim. Rum tarafından bana teklifler geliyor. Türk tarafı bitti de Rum tarafı mı kaldı? Onlara da hayır diyorum. Düğünlere bile fazla gitmiyorum, çünkü biliyorum beni zorla oynatacaklar.
Bir erkeğin kadın kıyafetleri giyip oynamasını toplum nasıl karşılıyordu?
A.K: Çok güzel karşılıyordu. Şimdi ise berbat. Ben sahneye yarın çıksam Kıbrıs halkı beni ayakta alkışlar. O dönemlerde yadırganmıyordum. Burada yeterince sevildim. Gece işten çıkarken taksi beklemek zorundaydık. Taksi gelmezse sahne kıyafetlerimizle yolda kalıyorduk ancak kimse bunu yanlış anlamaz ve yanlış bir şey yapmazdı. O dönemde bayan dansöz de yoktu. Namahrem olduğundan bir bayan soyunmazdı ve erkekler çıkar oynardı.
Şimdiki dansözleri beğeniyor musunuz?
A.K: Elime su dökecek dansöz tanımıyorum. Şimdiki dansözler figür yapıyor. Ellerini kıvırmayı bile beceremiyorlar. Ben bu yaşta ellerimi de göbeğimi de çevirebiliyorum.