Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, ülkemizdeki alkol ve uyuşturucu bağımlılığı oranlarındaki tehlikeli artışı vurgularken, ilkokul seviyesinde bile uyuşturucu deneme oranlarının yükseldiğini açıkladı.
Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, ülkemizdeki alkol ve uyuşturucu bağımlılığı oranlarındaki tehlikeli artışı vurgularken, ilkokul seviyesinde bile uyuşturucu deneme oranlarının yükseldiğini açıkladı. Katıldığı bir televizyon programında konuşan Mehmet Çakıcı, bu durumun ciddiyetine dikkat çekerek, toplumun konuya kayıtsız kalmaması gerektiğini belirtti.
“PANDEMİ SONRASI PSİKOLOJİK SORUNLAR ARTTI”
Dr. Çakıcı, pandemi döneminin ardından hem dünya genelinde hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) psikolojik rahatsızlıkların hızla artış gösterdiğine dikkat çekti. Bu dönemde yaşanan kaygı bozuklukları, depresyon ve anksiyete vakalarının arttığını ifade eden Çakıcı, ülkemizde madde bağımlılığı ve alkol kullanımı oranlarında da önemli bir yükseliş olduğunu dile getirdi:
“Pandemiden sonra özellikle depresyon, karamsarlık, isteksizlik, unutkanlık gibi şikâyetlerde artış gözlemledik. Bunun yanında kaygı bozuklukları ve panik atak gibi anksiyete bozuklukları da yükseldi. (Ancak en dikkat çekici) artışlardan biri, alkol ve uyuşturucu kullanımına yönelik eğilimlerin artması oldu. Toplumumuzda içe kapanıklık ve stres oranı önemli ölçüde arttı.”
İLKOKULDA ENDİŞE VERİCİ SEVİYE
Özellikle çocuklar arasındaki bağımlılık riski konusunda kaygılarını dile getiren Dr. Çakıcı, ilkokul düzeyinde bile uyuşturucu deneme oranlarının %1 seviyesinden %1.5’a çıktığını belirtti.
Uyuşturucunun, genç yaş gruplarına kadar indiğini belirterek, 11 yaşın altındaki çocuklar arasında dahi deneme vakalarının gözlemlendiğini ifade etti: “Bazı insanlar bu duruma inanmakta zorluk çekiyor. Ancak bilimsel çalışmalar, deneme oranlarının ilkokul çağında dahi arttığını ortaya koyuyor. Bizim yaptığımız anketlerde, 1996’larda uyuşturucuyu deneme yaşı 11 yaşın altına indiğini tespit etmiştik.”
EV İÇİ ŞİDDET TETİKLEYİCİ OLUYOR
Dr. Çakıcı, ekonomik sıkıntıların ve aile içi çatışmaların da bu sorunları daha da derinleştirdiğini vurguladı.
Pandemi sonrası artan işsizlik, geçim sıkıntıları ve gelecekle ilgili belirsizliklerin bireyler üzerindeki baskıyı artırarak, boşanmalar ve ev içi şiddet vakalarında da belirgin bir yükselişe neden olduğunu açıkladı: “Ekonomik kaygılar, insanların ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Aile içi şiddet vakaları arttı, boşanma sayılarında da bir artış var. Ekonomik sıkıntılar, şiddet ve bağımlılık gibi sorunların artmasında önemli bir faktör.”