Bölgedeki zeminin “saman gibi” olduğunu vurgulayan Erk, kumlu, nemli ve deniz suyuyla dolu bir yapıya sahip olan bu zemine uygun inşaat tekniklerinin kullanılmadığını savundu. Kullanılan çeliklerin süratle aşınabileceğine dikkat çeken Erk, yapıların deniz etkisine karşı özel muamele görmeden inşa edildiğini söyledi.

Erk, “Dünyada denizlere köprüler yapılıyor ama belirlenen mühendislik kurallarına uygun olarak. Long Beach’te bu kurallar belirlenmedi,” diyerek zemin etüdü yapılmadan başlatılan projelere tepki gösterdi. Müteahhitlerin kontrolsüz şekilde teşvik edildiğini öne süren Erk, denetimsiz yapılaşmaların arttığına dikkat çekti.

“Planlı kentleşmeden uzaklaşıldı”

Şehir planlamasının titizlikle yürütülmediğini belirten Kutlay Erk, altyapının tamamlanmadan yapılaşmaya izin verildiğini ifade etti. “Depreme karşı dayanıklılık konusunda gereken hassasiyetin gösterildiğine inanacak kadar saf değiliz,” diyerek tepkisini sürdüren Erk, Long Beach bölgesinde çevre kirliliğine karşı da herhangi bir koşul getirilmediğini ileri sürdü.

“Kontrol edildi mi? Zemine uygun temel mi atıldı? Kullanılan demirler, tuzlu suya dayanıklı mıydı?” sorularını yönelten Erk, bölgedeki yüksek katlı binaların da bu koşullar dikkate alınmadan inşa edildiğini söyledi.
Ülkemizde planlı kalkınmadan uzak bir yaklaşımla yapılaşmaya gidildiğini ifade eden Erk, kanalizasyon başta olmak üzere temel altyapı sistemlerinin tamamlanmadan projelerin başlatıldığını belirtti. “Gelişmeye izin veriliyor ama altyapı ihmal ediliyor,” diyerek şehir planlamasında yapılan ihmalleri kamuoyuyla paylaştı.